{ "title": "Bisküvi", "image": "https://www.biskuvi.gen.tr/images/biskuvi.gif", "date": "19.01.2024 09:13:39", "author": "merve ekmen", "article": [ { "article": "Bisküvi, Şeker, tuz, un ve diğer gıda maddeleri eklenerek, eklendikten sonra su ile yoğurularak, tekniğine uygun işlenmesi, şekil verilmesi ve pişirilmesi sonucu elde edilen bir unlu mamuldür. Tatlı, tuzlu ve sade olarak birçok çeşidi vardır. Bisküvi adını Latince bir kelimeden almıştır. Latince 'Bi costus' yanı iki kere pişirilmiş anlamına gelmektedir. Bisküvi yapımında ilk pişirme işlemi 30-150 metre uzunluğundaki sıcak fırınlarda 1-15 dakika arasında yapılmaktadır. İkinci pişirme işlemi, kuru hava ile soğutma fırınında yapılmaktadır. Bisküvi ve diğer benzer gıdalar genellikle yumuşak ekmeklik buğdaydan üretilmektedir. Bisküvi, M. Ö 3. Yüzyılda Roma uygarlığında üst sınıf olan patriklerin aşçıları bal, süt ve unla bisküviler pişirmiş. Pişirilen bisküvilere dulcia ve operalactaria adları verilmiştir. Daha sonra bu bisküviler üst sınıfa sunuldu. Şarapla ıslatılarak tüketilmeye başlandı.

Bisküvi, Türkiye'ye de ithal edilmeye başlanmıştı. Şemsettin Sami'nin 1905 yılında Türkçe-Fransızca sözlüğünde 'biscuit' sözcüğünün karşıtı 'galeta, peksimet, şekerli ve yumurtalı gevrek, bisküit' olarak verilmiştir. Bisküvitin Türkiye'de üretimi 1924 yılında başlandı. 1932 yılında ise iki tane fabrika kuruldu. Fabrikalar kurulmadan önce atölyelerde bisküvi üretmeye çalışan girişimci kişilerde oldu fakat 1944 yılında bisküvi endüstrisinin temeli küçük bir bisküvi imalathanesinde Sabri Ülker tarafından atılmış oldu. Ülker'den sonra 1949 yılında Arı kuruldu. 1950'lerin sonuna doğru İstanbul'da fabrika sayısı 22'yi bulmuş oldu. Diğer bir bisküvi markası olan Eti, Eskişehir'de 1972 yılında üretime başladı. Gıda sektörünün artmasıyla birçok marka altında sayısız çeşitte bisküvi üretilmeye başlandı. Tatlı, tuzlu bisküvi, kremalı bisküvi, çilekli, muzlu, fındık aromalı bisküvi, çikolatalı bisküvi, içi çikolata dol, gulu bisküvi, marşmelovlu bisküvi, baharatlı bisküvi, light bisküviler, içi krema dolgulu ve meyve aromalı bisküviler gibi daha birçok çeşit bulunmaktadır.

Bisküvinin Zararları, Bisküvi tuzlu alabileceği gibi tatlı olması da mümkündür ve her şekerin vücutta dönüşüm ve işlenme şekli farklıdır. Vücudun, gıda içinde bulunan şekere cevabı birçok faktöre bağlı olarak değişkenlik gösterir. Dolayısıyla şeker içeriği yüksek tatlı bisküviler yerine, lif ve tahıl içeriği yüksek bisküviler daha iyi bir şeçenek olabilir. Çünkü lif ve tahıl içeriği olan bisküviler, şeker içeriği olan bisküvilere oranla şekeri daha yavaş yükseltir.

Bisküvilerin raf ömürlerini uzatmak, şekil ve tat vermek için birçok katkı maddesi kullanılıyor. Bu katkı maddeleri ise insana zarar verebilecek niteliktedir. Bisküvi yapımında kullanılacak un, çeşitli kanserojen maddelerle beyazlatılmış un ve bisküvi yapımında kullanılacak şeker ise fruktoz şurubu yani nişasta bazlı şeker olarak kullanılmaktadır. Yüksek fruktoz alımı obeziteye ve karaciğer ve pankreas kanserini tetiklediği ortaya konmuştur. Fruktozla tatlandırılmış bisküvi çeşitleri kişilerde, %35 daha fazla olduğu belirtilmiştir. Bunun yanında fruktozlu gıdalar diyabet ve hipertansiyonuda tetiklediği tespit edilmiştir. Bisküvide kullanılan ve insan sağlığına zarar verdiği bilinen diğer bir kimyasallar ise şunlardır;
Bisküvi Nasıl Saklamalı?

Bisküvi gibi atıştırmalıklar paketi açıldıktan sonra bakteriler sayesinde kimyasal değişime uğramaktadır. Biz bu olaya 'Bisküviler yumuşadı' olarak adlandırırız. Bisküvi paketi açtığınız ve bir kısmı kaldı, yenilmedi eğer bu durumda o bisküvileri hava olmayan bir kaba koymadığınız durumda o bisküviler yumuşayacaktır. Eğer bisküviyi paketinden çıkardıktan hemen sonra yemeyecekseniz, hava almayan bir kabın içine ya da ağzı kilitli bir poşetin içine koymanız, bisküvilerinizin bayatlamamasını sağlayacak bir yöntemdir. Ayrıca taze olarak saklamak istediğiniz bisküvi gibi gıdaları cam bir kavanoza koymanız daha sağlıklı olacaktır. Cam kavanozlar diğer saklama kaplarına göre daha güvenilir ve sağlıklıdır. Bisküvilerinizi kavanoz içinde bir ay sonra bile taptaze bir şekilde güvenle yiyebilirsiniz." } ] }